Boza

7 ocak 2019

Benim çocukluğumda boza içmeye Vefa’ya gidilirdi. Kış geceleri “booooza” cı gezerdi sokaklarda. Biz pek itibar etmezdik, biraz sulu olurdu o bozalar. Anadolu yakasında olmamıza rağmen sadece boza içmek için o eski dükkanın kocaman ahşap kapısına varırdık. Duvarlardaki ve yerlerdeki çiniler, marmara mermerinden tezgah, yine mermerden kocaman bir havanı andıran ve içerisine boza konulan kasenin soğukluğuna rağmen  ahşap doğramalar, sandalyeler , tezgah mobilyaları ısıtırdı sanki içimizi. Hele ki karlı bir kış gecesi bir tanıdığın arabasına ailece doluşup gidilince ayrı bir keyif olurdu boza içmek. Bir kere de Kadıköy’de bir pastahaneye gittiğimizi hatırlıyorum, sanıyorum Altınoğlu Pastanesi idi.

Bizim evde bir de yeşil kalın bir cam boza şişesi olurdu. Boza istenildiği zaman ya da birisi bir iddiada kaybettiğinde, ceza niyetine o koca şişe, bir file ya da bez bir torbaya konulur ve doldurulurdu. Hep beraber bardaklara doldurulur, üzerine zevkine göre tarçın ve elbette bolca leblebi  ile içilirdi. Koyu halinden sebep  içmek ile yemek arasında bir eylem olurdu aslında. Bir kaşık yardımı ile dibine kadar da bitirilirdi. Hatta o da yetmez, biz çocuklar dilimiz erdiğince bardağın içi yalar, en son da parmak yardımıyla bardak tertemiz olana dek keyiflenirdik.

Kasım 2017

Bozayı çok seviyoruz ama artık o da paketlenen her şey gibi  evimizden uzaklaştı. Bir de 2017 yılında bir markette çektiğim yukarıdaki fotoğraf iyice soğuttu bizi. Aynı rafta, aynı marka, aynı şişeler.  Birisinde katkı maddesi var diğerinde yok. Bu ne demek, artık yorumunu siz yapın. Ayrıca içmek istesek bile  artık çoğu boza, bol şekerli koyu bir şerbet sanki. Şimdi bizden bu eski içeceği uzaklaştıran tüm bozacılara gitsin bu serzenişler.

Efendim, yıllar sonra ilk defa bugün evde boza çalışmaları başlıyor. Geçen hafta Eren boza istedi ancak  elim varmadı bir türlü. Hemen bir adım atalım istedim.

Çeşitli tahıllarla yapılırmış boza. Bizim bildiğimiz daha çok darıdan yapılanı. Fazla vakit kaybetmeden evde, elimizde kalan son üveyik buğdayı ile ufak bir başlangıç yapalım istedim ve bir bardak buğdayı  suya koydum. Daha sonra bir lezzet taraması yapar, mısırı, arpadı, darısı ne bulursak bozalarız. Temiz üretilmiş, yerel tohumları toz şeker kullanmadan fermente etmek amaç.

Tek korkum ,olur da güzel bozalarsak, Fı-rı-nım-dan Boooozaaa diye sokaklara çıkmayayım. Yok yok bence boza aşkına atlar gelirsiniz muhabbete.

 

 

“Boza” için 7 yanıt

  1. Merhaba. Ne güzel bir tesadüf ki, bu akşam Vefa’da arkadaşlarımızla boza içtik. Selam olsun…

  2. Her zamanki gibi muhtesemsiniz Murat bey. Bende cok severim bozayi ve tum anlattiginiz rituelleri…cocuklugumu hatirlattiniz bana. tam tarifi verirmisiniz bende denemek isterim..ellerinize saglik sevgiyle mutlululkla kalin

  3. Selamiçeşme’de 80lerin sonunda Vefa bozacısı vardı; o da gittikten sonra o katkılı koruyuculu bozalara el süremedim ben de. Bekliyoruz ev yapımı bozanızı!

    1. Çok uzun zamandır siteye giremiyordum. Ancak cevap verebiliyorum kusura bakmayın. Bozalar ya katkılı ya da bol şekerli bir lapa kıvamından öteye geçemiyor ne yazık ki. Hergun boza mayalamayınca çok kolay bir boza olmuyor ama yaptığım bozanın içerik açısından benzerini ben bilmiyorum. Selamiçeşme’ye hiç gelmedim ama Kızıltoprak’a kadar geliyorum. Görüşmek üzere

      1. Selamiçeşme’dekini bilmiyorum. Biz Vefa’ya giderdik. Boza yapıyorum ama hergün mayalamak lazım. Yoksa daha ekşi lezzetli bir boza oluyor. Yapılır yapılmaz içerseniz daha şekerli oluyor ve hızla fermente oluyor. Biz evde pek memnunuz. Bütün kış boza içtik, yakınlarımıza da içirdik.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir